Atatürk-dinamizmi, her şeyden önce akıl ile ruhu, ya da her ikisinin ortak bileşimini, durup dinlenmek bilmeyen yüceltici atılımlara dönüştürülebilmenin ürünüdür; hattâ bu tür atılımları, sürekli olarak güçlendirebilmenin felsefesidir. Bu da gösteriyor ki, kültürde ve sanatta "Statizm", yani ağırlaşıp duraklama, doğanın gelişim yasasına da tümüyle ters düşmektedir.
The basic reasons for the "Reformation" movement (Tanzimat), which had been initiated by the Ottoman State in 1839 in the form of political and social reforms, were indicated in my summary article which is included in the booklet of the Congress. this time I will pass directly to the subject and will submit the results of my research on Giuseppe Verdi and his operas in Turkey.
1839 Türkiye'sinde Osmanlı Devleti'nin gerçekleştirmiş olduğu Tanzimat hareketinin bellibaşlı nedenlerini, Kongre broşüründe yer alan özet yazımda belirtmiştim. Bu bildirimde de doğrudan doğruya konuya geçiyorum ve Türkiye'de Verdi ve sanatı üstünde yapmış olduğum araştırmaların sonuçlarını sizlere sunuyorum.
La critique de l'art n'est que l'aspiration à la recherche et à la valorisation des facteurs qui le composent et des règles, critères et jugements individuels résultant de cette aspiration. Tant qu'un public intéressé adopte ces fins, une critique tendant à l'objectivité apparait et c'est seulement par cette voie qu'un résultat objectif et véridique peut être obtenu.
Les métamorphoses en sens, en métaphores ou en existences concrètes ou abstraites des vibrations, dont découlent les couleurs et les sons, mènent sans le vouloir l'homme à une interprétation esthétique et technique d'une synthèse résultante du mélange des facteurs : « nature », « pensée » et « art ». De plus, dans l'art, où la même constitution physique ne s'appuie pas à des sens et métaphores similaires, l'idée de faire un parallèle entre la matière et les éléments techniques n'est pas nouvelle.
Osmanoğulları'nın güneydoğu Avrupa topraklarında genişleme hareketi, Osmanlı Devleti'nin kuruluşuyla yakından ilgiliydi. İlhak edilen bölgeler süratle imara kavuşuyor, yerli halkın mülkiyet haklarına aynen riayet ediliyor, yeni binalar yapılıyor ve Osmanlı hakimiyetinin kurulduğu her yerde değişik bir perspektif meydana geliyordu. Bizans ve Avrupa tarihçileriyse, bu konuda oldukça farklı hüküm ve kanaatler ortaya koymuşlardı.
4 Ocak 1988 tarihli ve İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu adına Sayın Erdümend Berker'in ve Genel Müdür Sayın Aydın Gün'ün imzalamış oldukları, sempozyuma çağrı yazısını almış bulunuyorum. Bu konuda naçiz şahsıma gösterilmiş bulunan ilgiye gönülden şükranımı arz ederim.
Der geniale Künstler W.A. Mozart hat in seinem kurzen Leben eine unfassbar große Anzahl von Werken geschaffen und den früheren Nachbarn Österreichs, den Türken, erschien es von jeher ganz besonders bemerkenswert, dass Mozart in einigen seiner Werke der türkischen Musik und der türkischen Art Platz einräumte.
Sanatta eleştirme, muhtevayı [içeriği] yapan faktörleri araştırıp değerlendirme çabası ve bu türlü çabalardan doğan izafî [göreli] yargı, kural ve ölçülerdir.
Televizyon ile Toplum Kalkınmasını, Eğitim-Çğretimi (okul-.çi, okul-dışı, Temel Eğitim (yetişkinler eğitimi) sağlama bakımından bugünkü genel durum şu perspektifi belirtmektedir...
La perspective générale de la formation des attitudes par la télévision quant à l’éducation scolaire (dans l’école et en dehors de celle ci) et à l’éducation (base pour les adultes) se présente comme suit...