Cevad Memduh Altar1902-1995
English | Français | Deutsch | Italiano | Español

ESERLERİMAKALELER

Bu belgeyi Word Dökümanı Olarak İndirebilirsiniz!

“Yeni Adam”
No: 6
5 Şubat 1934

BİZDE MUSİKİ ISLAHATINA NASIL BAŞLANABİLİR?

Cevad Memduh

            Senelerden beri gazete ve mecmualarda [dergilerde] musikiye dair birçok yazılar okuduk. Alafrangacılık-alaturkacılık kavgasından başka bir şey olmayan bu münakaşalar [tartışmalar] her seferinde de maksattan uzaklaşarak şahsi münakaşalara müncer oldu [sonuçlandı]. Birçokları, basit bir zevk münakaşası şeklinde devam eden bu kavgalarda, acı hakikatlere yaklaşamadı. Memleket harsını [kültürünü] öteden beri tehdit eden bu sanat buhranının neresinden tutmak lazımdı? Esaslı bir teşhisi icap ettiren bu maraz kâfi derecede his mi edilmiyordu? Cemiyetin görüş ve telâkkisine muvazi [paralel] giden her sanat faaliyeti, alâka nispetinde varlık gösterebilir. Bundan dolayı hakiki bir ihtiyaca cevap vermeyen bütün teşebbüsler de zayi [boş] enerjiden başka bir şey olamaz. Bunu bize son zamanlarda halk arasında belirip alafrangalılaşma addedilen ve her türlü terbiyevi anasırdan [unsurlardan] uzak olan kısır bir musiki faaliyeti de ispat edebilir. Şimdiye kadar hüsnüniyetle [iyi niyetle] başlanan her musiki faaliyeti cemiyetçe benimsenmedi. Ve ancak mahdut [sınırlı] bir kitleyi tatmin edebildi. Halbuki günün icap ettirdiği hakiki bir musiki terbiyesinin, devlet işleri sırasında, her şeyden evvel en genç nesle teşmili [yayılması], bütün bu şüpheleri, lüzumsuz kavgaları halledebilirdi.

            Millî kültüre ön basamak olan ilk mekteplerimizde [okullarımızda] musiki derslerini yetişmiş musiki muallimlerine [öğretmenlerine] terk etmek zaruridir. Yoksa bu dersin orta mekteplerde müzisyen hocalar tarafından yapılmasından hiçbir semere elde edilemez. İlk mektep muallimlerimizin umumi bilgileri arasında musiki ve sanat görüşleri, yeni nesle sanat terbiyesi vermeye kâfi değildir. Gerçi Avusturya toplu tedrisat programında bu vazife, diğer dersler meyanında sınıf muallimlerine terk ediliyorsa da, orada bir muallimin yalnız aile muhitinden [çevresinden] elde ettiği bir görüşle de musiki işlerinde muvaffak olacağı muhakkaktır. O halde mektep ıslahatında bilhassa ehemmiyet verilmesi icap eden nokta, ilk mektepler musiki programıdır.

            Bundan bir asır evvel büyük terbiyeci Pestalozzi’nin, mücadele arkadaşlarından Pfeifer ve Negeli’nin yardımıyla ilk mektepler için tanzim ettiği musiki müfredat programını göz önünde bulundurmak zaruridir. Bugün Garpte de [Batıda da] tatbiki imkânı olmayan Pestalozzi programı, bu işe asgari yüz sene evvel başlanmış olması dolayısıyla bize mühim bir misal olabilir. O halde iyi yetiştirilmesi icap eden musiki muallimleri doğruca ilk mekteplere verilmeli, orta tedrisat ıslahatı meyanında musiki tedrisatı da bilhassa nazarı dikkate alınmalı ve bu hareketi lise ikinci devrelerine de teşmil ettikten maada [başka], lise son sınıflar edebiyat şubesi programının, bütün Alman liselerinde olduğu gibi, muhtasar [kısaltılmış] ve umumi bir sanat ve musiki tarihi konulmalıdır.

            Alman Maarif Nezaretinde [Eğitim Bakanlığında] “Centralinstitut für Kunst und Wisseschaft”ın her sene tertip ettiği “devlet mektepleri musiki terbiyesi kongresi” ve neşriyatı, Almanya’da senelerden beri bu yolda sarf edilen gayrete en mühim bir delildir.

            Halkın musiki faaliyeti kontrol ile tahdit edilemez. Musiki terbiyesi gibi şuurlu [bilinçli] bir görüş, hiçbir cemiyete kontrol ile aşılanamamıştır. Bu takdirde bizde cemiyeti her türlü irşattan [doğru yolu göstermek] mahrum bırakmamak şartıyla, asıl işe en genç nesilden başlanabilir. Hattâ bugün ilk mekteplerimizde başlanan hakiki ıslahatı yarın liseler yoluyla üniversiteye kadar teşmil etmek zaruri olacaktır.

            Musiki pedagojisi maarif işleri arasında ön safta tutulmalı, bütün musiki muallimleri her sene kurslardan geçirilmeli, tedrisatta vahdete [birliğe] fazla ehemmiyet verilmeli, musiki tedrisatına müteallik [yönelik] resmî bültenler neşredilmeli ve nihayet her sene resmî mektepler musiki tedrisatı kongreleri aktedilmelidir.

            Memleket kültürünü her gün daha fazla tehdit eden bugünkü kısır ve tufeyli musiki meşgalesine karşı ancak bu yolda bir tedbir alınabilir.

            Bugünün mektep işi görünen bu hareket yarının millet işidir.