Cevad Memduh Altar1902-1995
English | Français | Deutsch | Italiano | Español

ESERLERİMAKALELER

Bu belgeyi Word Dökümanı Olarak İndirebilirsiniz!

“Yeni Adam”
No.22
28 Mayıs 1934

 

JAPON MUSİKİSİ

Cevad Memduh

            Güzel sanatların birçok şubelerinde orijinal bir varlık gösteren Japonlar, son 15 sene zarfında beynelmilel [uluslararası] musiki sahasında da oldukça ileri gittiler. Bu memlekette binlerce senedir yerli musiki olarak dinlenen monoton nağmeler artık Japon gençliğini doyuramaz oldu. Bütün resmî mekteplere bu basit musiki yerine Garp [Batı] musikisi koyan tokyo Maarif Nezareti [Eğitim Bakanlığı], Avrupa yüksek musikisi mekteplerine sayısız talebe göndermektedir.

            Japonya’daki bu son sanat hareketi hakkında bize en doğru malûmatı veren meşhur viyolonist Willi Burmesteri, son senelerde Uzak Şarkta yaptığı bir konser turnesinden döndükten sonra neşrettiği bir kitapta şöyle diyor: “O halde her şeyden evvel bir memleketteki musikiden, yani hakiki Japon musikisinden bahsedeyim. Japonya’da şimdiye kadar hiçbir yerde işitmediğim ve bilmediğim garip bir musikiye şahit oldum. Dinlemeye mecbur olduğum bu nağmelere musiki diyemem. Esasen Japonların musiki denecek hiçbir nağmeleri yok. Tokyo’da Geisha denilen ve Samisen adlı üç telli bir âletle refakat edilen tarihî raksın [dansın]  boğazdan tegannisi [söylenmesi, okunması] müzisyen Avrupalının kulakları için tahammül edilir bir şey değildir. Klasik musiki denilen bu musiki, ecnebiler için hakikaten egzantriktir. Japon gamlarının vüsati [genişliği], entervalleri hakkında bir fikir elde edilemez. Ben bu musiki üzerinde esaslı bir tetkik yapmakla beraber, yalnız kulaktan beş ton tespit edebildim. Ve bu beş mütevazı sesin, çok meşhur ve cazip olan “No” rakslarına refakati asabımı fena halde hırpaladı.”

            Bugünkü Japonya’da bu en eski musikini yanında beliren Garp musikisi, Japon münevverleri [aydınları] tarafından derhal benimsendi ve tutuldu. Bu ani değişiklik Avrupalıları derin bir hayrete düşürmektedir. Çünkü daha 10-15 sene evvel Japonya’da Garp musikisi, bugün Japon musikisinin bir Garplıya yaptığı tesirin aynını yapıyordu. Japon zevkinde birdenbire beliren bu değişiklik, her şeyden evvel Tokyo’daki İmparatorluk Musiki Akademisi’ne büyük bir vazife yükletti. Bir Alman şefin idaresi altında bulunan bu devlet müessesesinde bir koro heyeti vücuda getirildi. Bugün Japon devleti tarafından himaye edilen müstait talebeler [yetenekli öğrenciler] Almanya’nın yüksek musiki müesseselerinde tahsil etmektedirler. Willi Burmester’in anlattıklarına göre çok kabiliyetli bir piyanist olan Matmazel Koto, bir çok sene evvel Berlin’de tahsil etmiş ve Tokyo Musiki Akademisi’nde musiki muallimi [müzik öğretmeni] olan hemşerisi de, tahminen 30 sene evvel, Alman keman mektebinin müessisi [kurucusu] Joachim’in talebesi imiş. Bilhassa Kobe şehrinde Garp musikisine son derece itina edilmektedir.

            Willi Burmester kitabının bir diğer yerinde de şöyle diyor: “Çok defa bana Japonların Garp musikisini nasıl bulduklarını sordular. Japonlar, Avrupa musikisini anlıyorlar, daha doğrusu musikimize büyük bir sevgi gösteriyorlar. Bu sevgi, hiç şüphesiz, ihtiyar neslin Garp musikisine beslediği soğukluğa rağmen, yeni neslin tahsil görmüş gençlerinde vardır. Ancak bu sevgi ve alâka sayesinde, yüksek kız mektebinin 150 talebelik temiz ve muhteşem korosunu dinleyebilmek şerefine nail oldum. Bu koronun sebatkâr şefi Müsyü Tanaka’yı hayretle anmadan geçemeyeceğim. Çünkü daha birkaç sene evvel bu koronun genizden teganni eden azalarının temiz bir teganni tarzına alıştırılabilmeleri, ancak bu sebatkâr Müsyü Tanaka’ya müyesser [nasip] olmuştur...”.

            Burmester’in samimi bir heyecanla anlattığı bütün bu görüşleri bugünkü Japonya’nın her sahada olduğu gibi, sanat sahasında da ne büyük bir imanla çalıştığını göstermektedir.

i Bu meşhur Alman viyolonist ve muharriri [yazarı] bir müddet evvel vefat etti.