“Ulus”
24.II.1947
Cevad Memduh Altar
Müzik, insan topluluğu ile doğrudan doğruya ilgilidir. Resim veya heykel yapmak, bir bina meydana getirmek nevinden emeklerin az çok ihtisas [uzmanlık] işi sayılmasına karşılık, günlük meşgalemiz [uğraşlarımız] arasında bilerek veya bilmeyerek mırıldandığımız bir şarkının mutlaka sanat başarısı şeklinde vasıflandırılması lazım gelmez. Burada gaye, topluluğa sanat ve ruh terbiyesi sağlayan müzik nevilerinden bazılarının herkes tarafından temiz ve usûlüne göre çalınıp okunmasını sağlamaktır. Vatandaşın sanat sevgisini ve zevkini açıklayan müzik ilgisine, sanat başarısı denemez. Ancak bu yolda meydana çıkarılan müstesna kabiliyetlerin [sıra dışı yeteneklerin] sanat adamı olarak yetişebilmeleri için sarf edecekleri gayretlerin, sanat meşgalesi veya sanat başarısı şeklinde vasıflandırılmaları doğru olur. Esasen güzel sanatların hemen her branşı ile fertler ve topluluk arasındaki münasebetlerin az çok bu vadide gelişmesi lazım geleceği tabiidir.
Yukarıda temas edilen esaslar üzerinde durulunca, halkevlerimizin sanatsever, sanat amatörü ve sanatçı unsurların meydana çıkarılması bakımından oynayacağı rolün önemi kendiliğinden anlaşılır. Son yıllarda adedi gittikçe çoğalmakta olan halkevlerimizin, vatandaş kabiliyetlerinin gelişmesi ve açıklanması yolunda gördüğü hizmet büyüktür.
Halkevlerimizdeki müzik çalışmaları iki yönden gayeye yürümektedir: 1) Mahallî folklor müziklerinin derlenip vakit vakit icra edilmeleri suretiyle geleceğin çoksesli Türk sanat müziği için lüzumlu malzemenin otantik olarak saklanmalarını sağlamak; 2) Günün icap ettirdiği milletlerarası ortaklaşa tekniğe göre meydana getirilen yerli ve yabancı müzikleri, bandolar, orkestralar, korolar veya sair birliklerle icra edip dinletmek suretiyle, vatandaşın bugünün çoksesli müziğini sevip anlamasına yardım etmek. İşte yıllardır bu alanda çalışan halkevlerimiz, bu önemli ödevin gerçekleşmesini temin yolunda devamlı olarak çalışmaktadır. Bu arada Beyoğlu, Eminönü, Kadıköy, İzmir Halkevlerinde kurulan orkestralar, verilen konserler, bilhassa son yıllarda, modern müzik dinleyicisinin adedini bir hayli çoğaltmıştır.
Ankara Devlet Konservatuvarına başvuran gençlerden çoğunun halkevleri müzik kolunda yetişmiş elemanlar olması, bunun en açık delilidir. Diğer taraftan “koro” çalışmaları gibi, vatandaşın yalnız sanat zevkini değil, aynı zamanda birlik ve arkadaşlık duygularını da düzenleyen bir icra nevine Fatih ve Karşıyaka Halkevlerinde bilhassa önem verilmiş olması, cidden övülmeye değer bir keyfiyettir.
Turgutlu Halkevindeki bando çalışmaları, Beşiktaş Halkevindeki solistik çalışmalar, nihayet M. Kemal Paşa Halkevi ile yurdumuzun diğer halkevlerindeki çeşitli müzik hareketleri, memleket ölçüsünde sanat kalkınmasını sağlayacak olan esaslı başarılardır.
Bütün bunlar da gösteriyor ki, halkevlerinin çoğalması, mevcut halkevlerindeki sanat kollarının devamlı olarak takviye edilmeleri gençlerimizin, halkevlerinin müzik ve sair sanat kollarında aktif olarak ödevlendirilmeleri, memleket sanatının gelişmesi yolunda yapılması gereken işlerin en önemlisidir.